Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan yıllar önce yaşanan olayı hatırlatan CHP’li sert sözler: Sıkıntı varsa hemen bildirin
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Kadın Emek Zirvesi’nde konuştu. Gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, başörtüsü konusuna da değindi.
“YETKİ VERMEDEN KONUŞMAK”
Erdoğan, “Güçlü aile olmadan güçlü millet olmaz. Milletin oyuyla seçilmiş başörtülü kadını meclise sokmak ne demek… Ey CHP, sen onların devamısın. Sıkıcıysa artık yüzleşin. Utanmadan, sıkılmadan hala konuşuyorlar… Sanki başka bir ülkedeler. “Kızımı İstanbul’da okuldan alıp Türkiye’nin başka bir iline kaçırmak zorunda kaldım. hayatta olsaydı. Bu sınavlardan geçtik. Sen yapmadın Kemal Bey.” sözlerini kullandı. O anlar salondakiler tarafından alkışlandı.
Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları: “Kadınlarımızla her görüşmemizde dile getirdiğime yürekten inandığımı bir kez daha yinelemek istiyorum. Kadını yok sayan bir toplum, potansiyelinin ve gücünün yarısından vazgeçmiş demektir. Türkiye olarak böyle bir şeye sahip olamayız. kötü bir fikir. Bizim gibi güçlü kollara sahip bir parti.” Hayır. Biz en güçlü tarafız. Kadınların katılımı olmayan bir siyasi hareket yok olmaya mahkumdur. Gençlik kollarımız da çok formda. Siyasetimize kattıkları zenginliğe şahit olarak çok doğru bir iş yaptığımızı görüyorum. AK Parti’nin bugüne kadar girdiği 15 seçimin hepsinde birinci olduğunu görüyorum. Gönüllere giren ve kazanan hanımlarımızın önemli bir payı vardır.
“GÜÇLÜ OLURSA ANAYASAL DÜZENLEME İLE ÇÖZÜM ÖNERİSİ YAPIN DEDİK”
Başörtüsü ile ilgili yasal düzenleme bize eski kötü günleri hatırlattı. Bazıları hala o karanlık günleri özlüyor. Canınız sıkılıyorsa anayasal düzenleme ile sorunun çözülmesi için bir teklifte bulunun dedik. Olağan anayasa değişikliği genel kurulda üçte iki çoğunluk gerektirdiğinden, mecliste çoğunluğu sağlayan partilere getirdik. Onlardan cevap alamayınca millet ittifakının imzalarıyla meclise sunduk. Şimdi süreci bekliyoruz.
“ÇOCUK YAŞINDA CİNSEL İSTİSMAR KABUL EDİLEBİLİR BİR DAVRANIŞ DEĞİLDİR”
Kadın haklarının istismarcısının kim olduğu bu süreçte bir kez daha belli olacak. Tam da bu süreçte yeni bir istismar konusu gündeme gelmiş, uzun süredir takip edilen konu ülke gündemine oturtulmuştur. Reşit olmayan kızların evlenmesine asla tasvip etmedik, tasvip etmiyoruz. Kendi ailemizde bunun örneği yok. Özellikle çocuk cinsel istismarı kabul edilebilir bir davranış değildir. Gündeme gelen olayda gerekli tüm kurumlar gereğini yaptı. Küçük yaşta evlilik uzun süredir yapılıyor. Son yıllarda istisnalar dışında sorun önemli ölçüde çözüldü. Güncel sorunlar, çocuklarımızın sosyal medya ve televizyon programlarının etkisi altında önemli ölçüde sürüklenmesidir. Bu acı durum ülkemizin her köşesine yayılıyor.
“DİYARBAKIR ANNESİNE GİDEMEZ, SEÇİM ORTAKINI KAYBETTİ”
Genel muhalefete sesleniyorum. Kandil’in hesabını sordunuz mu? Diyarbakırlı anneler hangi partinin kapısında gözü yaşlı, ne zamandır birilerine küfrediyor. Kandil’de 10, 12, 14, 15 yaşındaki kızları kim kaçırdı? Dirsek dirseğe yürüdüğün parti değil mi bu? Bunlar PKK’nın uzantıları değil mi? Bir kere gidip Diyarbakır anneleriyle vedalaşın. Seçmen ortağını kaybettiği için gidemiyor. Bunu biliyor. Ülkemizde kadın ve gençlerin sorunlarıyla ilgilenenlerin üzerinde durması gereken asıl sorun, çocuklarımızı tehdit eden sapkın akımlardır.
“LGBT KİTABIMIZDA YOK”
Bizim kitabımızda LGBT diye bir olay yok. Ama CHP’nin ve diğer muhalefetin kitabı var mı? Önümüzdeki dönemde bakanlıklarımız ve sivil toplum ekiplerimizle bu büyük tehlikeye karşı daha uyanık bir şekilde mücadele edeceğiz. Aile kurumunun temel direği olan kadınların üretimde olduğu kadar siyasette de varlıklarını ve etkinliklerini artırdıkları bir gerçektir. Güçlü bir aile olmadan güçlü bir ulus yoktur. Kadınsız siyaset ve üretim olamayacağı anlayışımızın kanıtlarından biri de parlamentodaki temsil düzeyidir. Buraya kolay gelmedik. Ailelerimiz de yaşlıydı. 2002’den bu yana parlamentoda kadınların temsil oranı bugün yüzde 17’ye yükseldi.
